eduact

Türkiye’de yükselen bir mesleki alan: Sürdürülebilirlik denetçiliği nedir?

Sürdürülebilirlik Denetçisi: Yeni Bir Mesleki Uzmanlık Alanı mı?

21. yüzyılda çevresel krizler, sosyal adaletsizlikler ve iklim değişikliği gibi küresel sorunların işletmeler üzerindeki baskısı artarken, sadece finansal başarı değil, sürdürülebilirlik performansı da kurumsal değerlemenin önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Bu gelişmeler, işletmeleri finansal olmayan raporlama alanında daha şeffaf olmaya zorlamış; Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) gibi düzenlemeleriyle birlikte bu alanda güvence ihtiyacı doğmuştur. İşte bu noktada, “sürdürülebilirlik denetçisi” olarak adlandırılan yeni bir uzmanlık alanı gündeme gelmektedir. Bu makalede, sürdürülebilirlik denetçisinin tanımı, işlevi, gereklilikleri ve gelecekteki konumu değerlendirilerek bu mesleki alanın bağımsız bir uzmanlık haline gelip gelemeyeceği tartışılacaktır.

 

1. Sürdürülebilirlik Denetimi Nedir?

Sürdürülebilirlik denetimi, bir işletmenin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarındaki performansına ilişkin beyanlarının güvence altına alınması sürecidir. Bu süreç, klasik finansal denetimden farklı olarak, hem nitel hem de nicel verilerin değerlendirilmesini, gönüllü ve zorunlu raporların bağımsız şekilde doğrulanmasını içerir. GRI, SASB, TCFD ve ISSB gibi küresel raporlama çerçeveleri üzerinden yapılan beyanlar, yatırımcılar, hissedarlar ve düzenleyici kurumlar için güvenilirlik kazandığında anlamlı hale gelmektedir.

 

2. Denetçinin Yeni Rolü: ESG Uzmanlığı

Sürdürülebilirlik denetçiliği, geleneksel bağımsız denetçilerin bilgi birikiminin ötesinde, disiplinler arası bir bilgi altyapısı gerektirir. Bu bağlamda, sadece muhasebe ve denetim bilgisi değil; çevre bilimi, iklim riski analizi, insan hakları normları, etik yönetişim ve veri analitiği gibi alanlarda uzmanlık da beklenmektedir. Bu da sürdürülebilirlik denetçisini, klasik denetim alanından ayıran özel bir uzman haline getirmektedir.

 

3. Dünyada ve Türkiye’de Mevcut Durum

Avrupa Birliği ülkelerinde, özellikle CSRD ile birlikte sürdürülebilirlik raporlarının güvence altına alınması zorunlu hale gelmiş ve bu alanda uzman denetçilere olan ihtiyaç hızla artmıştır. Türkiye’de ise Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) ve SPK düzenlemeleri kapsamında ESG raporlamalarına ilişkin ilk adımlar atılmakta; büyük ölçekli şirketler gönüllü olarak raporlama yapmaktadır. Ancak henüz bu denetimi üstlenecek, özel olarak sertifikalandırılmış “sürdürülebilirlik denetçileri” için net bir düzenleme bulunmamaktadır.

 

4. Mesleki Formasyon ve Eğitim Gereksinimi

Bu yeni uzmanlık alanının gelişebilmesi için yükseköğretim kurumlarında sürdürülebilirlik muhasebesi ve denetimi dersleri açılmalı, meslek örgütleri ESG alanında akredite eğitim programları geliştirmelidir. Ayrıca, bağımsız denetçilerin bu alana yönlendirilmesi için mesleki yeterlilik belgeleri tanımlanmalı ve yeni bir uzmanlık statüsü oluşturulmalıdır.

 

Sonuç olarak;

 

Sürdürülebilirlik denetçisi, yalnızca güncel bir ihtiyaç değil; aynı zamanda geleceğin denetim dünyasında stratejik bir aktör olacaktır. ESG ilkeleriyle uyumlu, çevresel ve sosyal etkileri ölçülebilir kılan bir denetim mekanizması oluşturulmadıkça, sürdürülebilirlik raporlamalarının şeffaflık ve güvenilirlik iddiası havada kalacaktır. Bu nedenle, “sürdürülebilirlik denetçiliği” sadece bir alt uzmanlık değil, bağımsız bir mesleki disiplin olarak konumlandırılmalı; gerekli eğitim, yasal altyapı ve mesleki standartlarla desteklenmelidir. Türkiye açısından bu alan, hem yeni istihdam fırsatları yaratacak hem de uluslararası denetim piyasasında rekabet gücünü artıracaktır.

Etiketler
sürdürülebilirlik denetçisi sürdürülebilirlik denetimi ESG denetimi ESG rapor denetimi sürdürülebilirlik raporu denetimi sürdürülebilirlik alanında denetim kurumsal sürdürülebilirlik denetimi
Giriş/Kayıt
Whatsapp Destek Hattı